Kolorektal Cerrahi | Anal Fissür (Makatta Çatlak)

Genel bilgiler: Anal fissür”, dilimizdeki yaygın kullanımıyla “makatta çatlak”, toplumda oldukça sık görülen bir hastalıktır. Hadise, genellikle bilinenin aksine, kabızlığa ya da sert dışkılama ile zorlanmaya bağlı makatta bir yırtık oluşması değildir. Makat çevresinde, makatı kontrol etmemizi sağlayan ve böylece katı, sıvı ve gaz barsak içeriğinin dışarı çıkmasını önleyen temelde iki grup çembersel adale (sfinkter) yer almaktadır. İç bölümde yer alan çember şeklindeki adale (internal sfinkter) istem dışı olarak çalışır, sinir sistemimiz tarafından kontrol edilir; istirahat halinde makatın kapalı kalmasını, böylece içeriğin dışarı çıkmasını önler. Dış kısımda yer alan ve üç bölümden oluşan adale grubu (eksternal sfinkter) ise, çizgili adale özelliğindedir, istemle çalışır; rektum alt bölümüne ulaşan katı, sıvı ya da gaz içeriğin dışarı çıkartılmasını istemediğimizde (ortam sosyal açıdan uygun olmadığında) kasılarak bu içeriği rektuma geri gönderir. Anal fissür adını verdiğimiz tablo, internal sfinkterin istirahatte normalden fazla kasılması (hipertoni) ve dışkılama esnasında da yeterince gevşememesi sonucunda, anal kanalda basıncın artmasıyla bu kanalın içini döşeyen yüzey zarının (mukoza) uzun süre kansız (iskemik) kalması sonucunda oluşur.

Klinik bulgular: Makatta, genellikle ön orta veya arka orta hatta, çizgisel (fuziform) bir yara (ülser, fissür, çatlak) meydana gelir. Etken mekanizma devam ettiği sürece bu yara kendiliğinden düzelmez. Uzun süreli kabızlık, şiddetli diyare veya sert dışkılama ile tetiklenebilir. Hastalar genellikle dışkılama sırasında makatta oluşan şiddetli ağrıdan (bıçakla kesiliyor veya jiletle çiziliyorcasına) ve dışkı üzerinde kırmızı renkli çizgi şeklinde kanamadan ve dışkılama sonrasında bir süre devam eden makatta ağrı, yanma, batma, kaşıntı ve huzursuzluktan yakınırlar.

Tanı: Hekim tarafından yapılan anorektal muayene ile konulur. Gerek görülürse ileri tetkikler (anoskopi, rektoskopi, sigmoidoskopi, kolonoskopi gibi endoskopik işlemler) planlanır. Hastalık genelde akut (yeni başlayan) ve kronik (uzun süredir var olan, müzmin) olmak üzere iki evrede ele alınır.

Tedavi: Akut fissürler, hekim tarafından olgunun özelliklerine uygun olarak düzenlenen ilaç tedavisi (medikal tedavi), beslenmenin şekil ve içeriğinin regülasyonu ve sıcak suya oturma banyosu ile tedavi edilirler. Medikal tedaviye yanıt vermeyen akut fissürler ile kronik fissürlerde cerrahi tedavi (ameliyat) gündeme gelir. Günümüzde en sık tercih edilen ameliyat yöntem internal sfinkterin kesilerek (lateral internal sfinkterotomi) makatın genişletilmesidir, böylece etken mekanizma ortadan kaldırılır ve fissür birkaç hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Her ameliyat gibi, bu ameliyatın da teknikle ilintili komplikasyonları mevcuttur. Hastalar, gerek ameliyat sonrası dönem ve gerekse ameliyatla ilintili olası komplikasyonlar ile alınacak önlemler hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirilirler. Medikal ve cerrahi tedavilere alternatif olabilecek diğer tedavi yöntemlerinin (örn: makat çevresine botoks injeksiyonu gibi) etkinliğini irdeleyen klinik araştırmalar halen devam etmektedir.